2011 Ağustos Vaazı - 3
Sesli Vaazlar
KONUSU: KADİR GECESİNİN FAZİLETİ VE
ÖNEMİ HAKKINDA.
( 8 )
بسم
الله انا
انزلناه في
ليلة القدر
وما ادريك ما
ليلة القدر. . .
.
Muhterem Kardeşlerim, ALLAH’Ü TEÂLA
nasip ederse, 26.08.2011 Cuma’yı Cumartesiye bağlayan gece, KADİR GECESİ ne erişmiş
olacağız.
Kadir gecesi; şerefli, onurlu, bereketli,
rahmet ve mağfiretin galeyana geldiği, kendisinde kadir gecesi bulunmayan, bin
aydan hayırlı olan bir gecedir.
“KADİR” kelimesi sözlükte “ güç, hüküm,
takdir, şeref, ululuk” gibi anlamlara gelir. Özellikle Kur’ân’ın bu gecede
indirilmesinin geceyi şereflendirdiğini ve kadrini yücelttiğini ifade etmek
üzere ona bu isim verilmiştir. Kur’ân’ı kerimde; “ Biz onu mübarek bir gecede
indirdik” (duhan suresi, 44/3) buyrularak bu gecenin
bereketli, hayırlı, uğurlu, önemli ve kutsal bir gece olduğu açıkça ifade
edilmiştir. KADİR Suresinin ilk ayetinde Kur’ân’ın bu gecede, Bakara suresinde de (2/185) Ramazan ayında
indirildiği belirtilmiştir. Buna göre; Kadir gecesinin Ramazan ayı içerisinde
olduğu açıktır, Ramazanın hangi gecesine denk geldiğinde ihtilaf vardır. Ancak,
Peygamberimize ilk vahyin Ramazanın 27. gecesi geldiği, Hadisle bildirilmiş
olduğundan genel kanaat 27. gecede yoğunlaşmıştır. Bazı rivayetlere göre tek
günlerde ve yirmisinden sonra arayın denmiştir. Akli delil olarak da, dokuz harften
oluşan “ leyletülkadri” ibaresi üç kez Kadir Suresinde
geçtiğinden yirmi yedici gecenin olduğu ifade edilmektedir.
Değerli kardeşlerim, Ramazan ayının her
gecesini kadir gecesiymiş gibi ihya edersek, Allah’ın izniyle kadir gecesine
rastlamış ve 32 sene sora bir yılın her gecesini, kadir gecesi gibi geçirmiş
oluruz İNŞA ALLAH…
Aziz kardeşlerim, konumuzun bel
kemiğini oluşturan ve beş ayeti kerimeli KADİR Suresi’nin birinci ayetinde, “Biz
onu( Kur’ân’ı) kadir gecesinde indirdik” buyrularak , Kur’ân, kadir gecesinde, bir
defada Levh-i Mahfuz dan
dünya semasına(Beytül-ızze’ ye) indirilmiş, buradan
da 23 senede , peyder pey peygamberimize verilmiştir.
Kur’ân’ı kerimin, Levh-ı
Mahfuzda olduğu “Bürûç suresinin 21-22. Ayetlerinde
belirtilmektedir.
بسم
الله بل
هوقران مجيد
في لوح محفوظ صد
ق الله العظيم
“Hayır, o (kitap, aslı) Levhi mahfuzdadır,
şanı yüce bir Kur’ân’dır. ” buyrulmuştur.
Kur’ân’ın, Beytül
izzeye toptan indirildiğini ve buradan da
Peygamberimize peyderpey verildiğini Hadisi şeriflerden öğreniyoruz.
Muhterem kardeşlerim, kadir suresi beş
ayettir: 1. Ayeti kerimede, ”Biz onu (Kur’ân’ı) kadir gecesinde indirdik”
buyrulmaktadır. Bir hidayet rehberi olan Kur’ân’ı kerimin bu ayda inmesi ve
inmeye başlamış olması, kadir gecesinin ve ramazan ayının ne kadar değerli
olduğunun ve bu değeri de Kur’ân’dan aldıklarının göstergesidir. Kur’ân, son kitap,
Muhammed (s. a) son peygamberdir. Kur’ân’ı kerim, Peygamberimizin hayatında
tamamen yazılıp tespit edilmiş ve daha sonrada Mushaf haline getirilmiştir. Kur’ân’ı
kerim, eşi olmayan Mucize bir kitaptır. Çünkü O insan sözü değil, ALLAH KELÂMIDIR.
Lafzıda manası da Allah’ındır. Kıyamet gününe kadar İlahî
kelam ve Mucize olarak kalacaktır.
Değerli Müslümanlar, Arapların fesahat belagat,
şiir ve hitabette, doruk noktada oldukları zamanda, Cebrail, Kur’ân’ı kerimin ayetlerini,
peygamberimize getirmiş ve 14 asırdan beri insanlar, Kur’ân’ı kerimin önünde
diz çökmüş , müsahhar kalmışlar
, bir harfi , bir kelimesini değiştirememişler ve değiştirmeyeceklerdir, bundan
böylede kıyamet gününe kadar baki kalacaktır.
Çünkü Allah “Doğrusu Kur’ân’ı biz indirdik,
onun koruyucusunda biziz” buyurmaktadır. (Hicr, 9)
Bu
konuyla ilgili bir iki ayet verelim;
بسم
الله و انكنتم
في ريب مما
نزلنا على عبد
نا فأتوا
بسورة من مثله.
. . . .
.
“Eğer kulumuza indirdiklerimizden
herhangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi onun benzeri bir sure getirin, eğer
iddianızda doğru iseniz Allah tan gayri şahitlerinizi ( yardımcılarınızı) da çağırın”
(Bakara, 23 ) yine: “ De ki, insanlar ve cinler birbirine yardımcı olarak Kur’ân’ın
bir benzerini ortaya koymak için bir araya gelseler, and
olsun ki yine de benzerini ortaya koyamazlar” buyrulmaktadır.
(İsra, 88)
Kur’ân’ı Kerimin, bu icazı karşısında şaşıran Araplar, Velid
bn. Muğireyi konuşmak için Resulüllah’a gönderdiler, velid
gelmiş Resul-ü Ekrem’i dinlemişti. Hz. Peygamber:
بسم
الله ان الله
يأ مر بالعدل
ولاحسان و
ايتاء ذى القربا.
. . . . . . . . .
.
“Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder,
çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size
öğüt veriyor” (Nahl, 90) ayetini okuyordu. Velid bu sözler karşısında bir teessür duymuş, kavmine
varınca şöyle demişti:
والله
ان له لحلاوة
و ان عليه
لطلاوةوان
اسفله لمغدق
وان اعلاه
لمثمر ما يقول
هذا بشر
“Vallahi o sözün bir tatlılığı, bir güzelliği var. Kökü kuvvetli,
dalları bereketli, bunu beşer söyleyemez” demişti. Bunun üzerine Kureyş: “Velid saptı, eğer o
saparsa bütün Kureyş sapar” demişler, Velidin etrafını sarmışlardı. O da sapmadığını fakat O’nun
için de ne diyeceğini bilemediğini söyledi:
-Hele O’nun (Muhammed (s. a. ))hakkında siz bir şey söyleyin bakalım.
-Kâhin diyelim. –Hayır, vallahi kâhin değildir onun söyledikleri kâhinlerin
gizli sözlerine benzemez. . – Mecnun diyelim? -Hayır, mecnunda değildir. Deliliği
biliriz, bunun bayılması, sar’ası ve vesvesesi yok. –
Şair diyelim? – Şairde değil. Şiirin her çeşidini biliriz. O’nun söyledikleri
şiir değildir. – Sahir diyelim? -Sahir
değildir. Okuyup üflemesi, düğüm bağlaması yok. O halde ne diyelim? En doğrusu sahir dileyim. Çünkü O, kişi ile oğlunun arasını, karısının,
kardeşinin ve kabilesinin arasını açıyor o halde sihirbaz diyelim dediler ve
karar verdiler. Böylece dağılarak yollara oturup halkı Peygamberle görüşmekten
kaçındırmağa ve alıkoymaya çalıştılar. ALLAH (c. c. ), Velid
hakkında şu ayetleri gönderdi:
بسم
الله ذرني و
من خلقت وحيدا
وجعلت له ما
لاممدودا و بنين
شهودا ومهدت
له تمهيدا. . .
“Tek olarak yaratıp, kendisine geniş servet ve gözü önünde duran
oğullar verdiğim, kendisi için (nimetleri önüne) serdikçe serdiğim o kimseyi
bana bırak! Üstelik o (nimetlerimi) daha da artırmamı umuyor. Asla (ummasın)! Çünkü
o, bizim ayetlerimize karşı ala bildiğine inatçıdır. Ben onu sarp bir yokuşa
sardıracağım! Zira o, düşündü taşındı, ölçtü biçti. Canı çıkasıca, ne biçim
ölçtü biçti! Sonra, canı çıkasıca tekrar(ölçtü biçti);nasıl ölçtü biçtiyse!
Sora baktı. Sonra kaşlarını çattı. Suratını astı. En sonunda kibrini yenemeyip
sırt çevirdi de : “ Bu ( Kur’ân ) dedi, olsa olsa ( sihirbazlardan öğrenilip )
nakledilen bir sihirdir. Bu insan sözünden başka bir şey değil, Ben onu sekera (cehenneme) sokacağım. ” (Müddessir
suresi, 11- 26)buyrulmuştur. Dikkat ederseniz! Kur’ân’ı kerimi dinliyor ve icazı
karşısında teslimiyetini gösteriyor ve fakat kabilesinin tesiriyle isyan ediyor
ve ALLAH da cezasını veriyor.
İşte o günden bugüne ve kıyamet gününe kadar KUR’ÂN’I KERİM meydan
okumaktadır ve okuyacaktır. Çünkü o, ALLAH, tarafından insanlığa gönderilen Kur’ân;
hidayet, bereket, rahmet, dünya ve ahiret saadetini sağlayan, ilahi bir
kanundur. Koruyucusu da ALLAH(c. c. )’dır.
Kur’ân’ı Kerimde:
بسم
الله انا نحن
نزلنا الذ كر
وانا له لحا
فظون
“Doğrusu Kur’ân’ı biz indirdik, onun koruyucusunda biziz”
buyrulmaktadır. (Hicr, 9)
Aziz kardeşlerim! Kur’ân’ı kerim, İslâmiyet’in
ana kitabıdır. Dinin esasıdır, Dini delillerin birincisidir. Kur’ân’ı kerim, semavi
kitapların özetidir. İnsan ve insan topluluklarının, inanç, ibadet, ahlak ve
sosyal yönden gelişmesi, refah düzeyinin yükselmesi için, maddi ve manevi
mutluluğa ulaştıracak her şeyi bildirmiştir. Ayrıca bir hususu vurgulamak isterim;
Kur’ân’ı kerimin, insanları doğruya ve doğru yola hidayet eden bir kitap olarak
gönderilmiş olduğudur. Ayeti kerimede;
بسم
الله ونزلنا
عليك الكتاب
تبياناً لكل
شيء وهدى و
رحمة و بشرى
للمسلمين
“Ey Muhammed, bu kitabı da sana, her şey için bir açıklama, bir
hidayet ve rahmet kaynağı ve Müslümanlar için bir müjde olarak indirdik”
buyrulmaktadır. ( Nahl, 89)
2. kadir suresinin ikinci ayeti
kerimesi: “Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin ?” Bu ayeti kerime ile Duhan suresindeki ayetleri birlikte ele aldığımız zaman, kadir
gecesinin mübarek bir gece olduğunu, Hüküm ve hikmet içeren bütün işlerin bu
gecede ayrıldığını anlıyoruz. Niçin mübarek bir gece? Zira Allah’ın son mesajı
bu gece de indirilmiştir, Niçin mübarek gecedir? Çünkü bereketli, hayırlı, önemli
ve kutsal gecedir.
3. Ayette, ”Kadir gecesi bin aydan
hayırlıdır. ” buyruluyor. Yani, için de kadir gecesi olmayan bin aydan hayırlıdır.
Bu gecede yapılan ibadet ve hayırların diğer gün ve gecelerde yapılanlardan daha
çok sevap getireceği vurgulanmıştır. Ayrıca buradaki bin sayısının çokluktan kinaye
olduğu ve mübalağa yoluyla çokluğu anlatmak için kullanıldığı da ifade edilmiştir.
Bazı olaylardan dolayı, bu gecenin ümmeti Muhammed’e; rahmet, mağfiret ve
hidayet olarak hediye edildiğin den söz edilmektedir. Ey ümmeti Muhammed, üzülmeyin,
size bin aydan hayırlı kadir gecesi verdim
4. Kadir suresinin dördüncü ayeti, ” O gece melekler ve Rûh, rablerinin izniyle her bir iş için iner dururlar”
buyruluyor. Bu gece ALLAH (c. c. ) ın vereceği
görevleri üslenmek üzere, melekler ve Rûh yeryüzüne
inerler. Rûh’tan maksat Cebrail’dir. Ayrıca, RÛH a “
meleklerin ileri gelenleri, meleklerin dışında Allah’ın görünmez ordularından bir
ordu, rahmet vb. ” manalar verenlerde vardır.
Aziz kardeşlerim, önemli işler bu gece de karara bağlanır. Çünkü
kadir gecesi, hüküm gecesidir, ALLAH, gelecek bir yıl içinde olup bitenleri bu
gece hükme bağlar ve görevli meleklere teslim eder. Bu husus DUHAN ve KADİR suresinde
açıkça bildirilmektedir. DUHAN suresinde,
بسم
الله فيها
يفرق كل امر
حكيم
“ Her hikmetli iş o gecede ayırt
edilir” Kadir suresinde,
بسم
الله تنزل
الملاءكة و
الروح قيها
باذن ربهم من
كل ا مر
“ O gece Melekler ve Rûh, Rab’lerinin izniyle
her türlü iş için iner dururlar” buyrulmuştur.
5. Kadir suresinin beşinci ayetinde; “O
gece tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir” buyrulmaktadır. Kadir gecesi
bir esenlik ve mutluluk gecesidir. Çünkü melekler gecenin başından itibaren tan
yeri ağarıncaya kadar gruplar halinde inerek müminlere selam verirler. Bu durum
gecenin karanlığı çekilinceye kadar devam eder. Bu gece hayır ve bereket
gecesidir, şer ve kötülüklerden uzak bir gecedir. Yeryüzüne inen melekler,
ibadet eden kullarını selamlarlar ve onlara hayır dua ederler. Mümin suresinin
7-8 ayetlerinde meleklerin müminlere dua ettikleri belirtilmektedir:
بسم
الله . . . ويستغفرون
للذين امنوا. . . .
. . . . . . .
.
“Müminlerin de bağışlanmasını isterler… ” buyruluyor.
Muhterem kardeşlerim, kadir gecesinde
YÜCE ALLAH, rahman ismiyle tecelli eder, bu tecelli en az bir yıl boyunca
esenliğin devamını sağlar, düzeni ve dengeyi korur. Bu sebeple Ramazan’ın son
on gününe girildiğinde Peygamber efendimiz dünyevi işlerden uzaklaşır, Mescidde itikâfâ çekilir, vaktini
daha çok ibadet ve tefekkürle geçirirdi. Dolayısıyla müminler de, kadir gecesi
imiş gibi Ramazan ayının her gecesini ibadetle ve dualarla ihya etmelidirler. Hz.
Âişe validemiz, bu gece de nasıl dua edileceğini Hz. Peygambere
sormuş, o da;
اللهم
انك عفوتحب
العف فعف عني
“ Allah’ım! Sen affedicisin, affı seversin, beni affet!” şeklinde dua
etmesini tavsiye etmiştir. Bu sebeple, bu gece; Kur’ân okumak, zikretmek, namaz
kılmak, dua ve istiğfarda bulunmak suretiyle, ihya edilmelidir. Değerli
kardeşlerim, şunu özellikle belirtmek isterim;
İHLASLI VE SAMİMİ MÜMİNLERİN günahlarını ALLAH bağışlar, af,
rahmet ve mağfiret eder, tüm musibetlerden korur, Dünya ve ahiret mutluluğunu
ihsan eder.
Ramazan ayınız, kadir geceniz ve bayramınız mübarek olsun. Selam
ile DUA…
30.07.2011 Muharrem
Çöllü